Bugün blogun dokuzuncu yıl dönümü 🙂

Her yıl olduğu gibi, bu yılı da özel bir röportajla kutlamak istedim. Hala blog yazısı okuyanlar, çok az da olsa var, biliyorum 🙂 Her şeyin görselleştiği hatta videolaştığı yeni dünya düzenine ayak uydurmak için bu defa ben de röportaja video ekledim!

Dokuzuncu yıla özel röportajımızın bir dakikalık mini klibi gelsin 🙂

Tanıştırayım, videodaki arkadaşlarım; Ekin-Melikşah İşcan çifti. Melikşah ilkokuldan sınıf arkadaşım, onun sayesinde de Ekin’i tanıdım. İkisi de çok yetenekli ve çok yönlü kişiler. Nitekim, bu yeteneklerini ve çok yönlülüklerini ayrı bir işe/kariyere çevirebilmişler.

Ekin ile beyaz yakalı bir çalışandan başarılı bir sanatçıya dönüşümünden, Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde sanat yapmaktan, atölyesi NO227 Art Spaceten ve düşlerinden konuştuk.

Onun hikayesinin başta sanatçı olma hayali kuran gençler olmak üzere, kariyer değişikliği yapma hedefindeki her yaştan kişiye ilham olması ve cesaret vermesi dileğiyle 🙂

1. Ekin, kısaca eğitim ve iş yaşamı geçmişinden bahseder misin? 

Ekin: Ben İktisat eğitimi ardından 5 sene dijital pazarlama alanında çalıştım. Bu alanda kariyer yapmak istediğimi düşünerek üzerine Galatasaray Üniversitesi Pazarlama İletişimi Bölümü’nde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Ardından bir sene daha global bir şirkette dijital pazarlama/sosyal medya alanında çalışıp kariyerimi başka bir yöne çevirdim. Hiçbir zaman yaptığım işten ve alanımdan tatmin olmadan çalıştım ve her zaman kendi işimi yapmak istediğime emindim. Bunun için de türlü girişimlerim oldu ama risk almaya korkup işime devam ettim. 2019 yılında hobi olarak devam ettirdiğim sanat/resim tarafımı profesyonel yapma kararı aldım ve o gün işimden istifa ettim. Bu süreç benim için çok zor oldu ama iyi ki yapmışım!

2. NO227 Art Space’i kurmaya nasıl karar verdin? Ailen ve arkadaşların bu kararı nasıl karşıladı?

Ekin: Bu iş aslında ilk olarak benim resim hobimi işime dönüştürmem ve çok daha büyük bir alana ihtiyaç duymam ile başladı. Odalara, eve sığmayan tuvallerim için bir stüdyo arayışındaydım ve bir buçuk sene kadar bir stüdyo bulamadım. Sonunda 2021 yılında şimdilerde sanatçı ve galerilerin gözbebeği olan Maslak Oto Sanayi’de bir stüdyo açtım.

“Yaşasın etrafı dilediğim gibi kirletebileceğim bir yer!” dedim. Fakat içeriye hatrı sayılır bir emek harcadık eşimle. Bize güzel hissettirmesi için orayı herkesin de keyif alabileceği bir alana çevirdik. Derken gelen herkes bayıldı ve orada bir yaşam alanı oluştu. Çevremizde insanların gelip çalıştığı, toplantı yaptığı, resim workshopları yaptığımız, kahvemizi içip müzik dinlediğimiz bir yer haline geldi. Üst kata bir müzik prodüksiyon stüdyosu kurduk. Plak koleksiyonumuz, kahve köşemiz, barımız derken birkaç etkinliğe ev sahipliği yaptık. Geri dönüşler o kadar iyi oldu ki, şimdilerde bir çok marka ile ortak etkinlikler düzenlediğimiz yaratıcı bir stüdyo haline geldi.

Sonrasında burası NO227 art space oldu. Başka sanatçıların çalışmalarına da yer verdiğimiz niş bir online satış kanalımız var. Yakın zamanda buradaki ürünleri stüdyomuzda da sergilemeye başladık. Artık bizi mutlu eden her alanda hizmet veriyoruz. Her geçen gün daha da yaratıcı ve güzel işlere imza atıyoruz. Daha çok yolumuz ve hayallerimiz var 🙂

3. Aslında 227 kapı numaranız… Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde çalışmak, sanat yapmak nasıl bir duygu? Komşularınızın tepkileri ne oldu?

Ekin: Stüdyonun ismi pek de yaratıcı olmayan gerçek kapı numaramızdan çıktı. Gelenlere yer anlatırken “NO: 227” diye diye böyle kaldı. Sanayi gerçekten inanılmaz besleyici bir yer. Ortam çok farklı. Farklı kültürel değerler, insanlar ve işler ile hepimiz bir sokağı paylaşıyoruz. Herkes birbirinden besleniyor. Arabalardan boyasıyla heykel yapan sanatçımız da var, tuval üzerine araba boyasıyla resim yapan kaporta ustamız da 🙂 İlk başlarda kendimizi ve işimizi anlatmaya çalışırken çok zorlandık ama şu an çok iyiyiz.

Ekin, Atatürk Oto Sanayi Sitesi’ndeki atölyesi No227’de güne başlıyor 🙂

4. Tasarım/yaratım sürecinden bahseder misin? Eşinle aranızda nasıl bir iş bölümü var?

Ekin: Aslında bu fikir benden çıkmış olsa da içeride gördüğünüz çoğu şey eşim Melikşah’ın vizyonu sayesinde. Belki de bir resim atölyesi olarak kalacaktı ama her yerinden ayrı bir deneyim çıkan bir alan oldu. Resim ve online satış platformu tarafı tamamen bende. Melikşah’ın ana işi burası olmadığı içi o etkinlikler zamanında işin içerisinde oluyor.  Benim aklımda hayalimde bir çok fikir var. Bunları Melikşah’a danışıp ticari akıl aldığım çok oluyor ama uygulama konusunda iyiyim 🙂

İş Ekin’e düştü 🙂

5. Karı-koca çalışmak zor oluyor mu?

Ekin: Biz aslında karı-koca çalışmıyoruz. Onun başka işi var. Ama burası bizim için bir iş değil. Evimiz ve normal yaşantımız da bu şekilde. Dolayısı ile iş gibi değil, bizi mutlu eden şeyleri yaptığımız bir alan olarak görüyoruz.  İnsanın eşi ile aynı hayalleri kurması çok önemli. Böyle olduğunda, her şey daha da kolay oluyor.

6. Sen de kariyerinde değişiklik yapanlardansın. Mezun olduğu bölümden farklı bir alanda çalışmak  isteyenlere ne önerirsin? 

Ekin: İnsanın mutlu olarak yaptığı bir şeyi iş olarak görmesi çok zor geliyor topluma. Hele ki, Türkiye’de herkes mutsuz ve deli gibi çalışmak zorunda gibi. Hayat gerçekten zor ama başka seçenekler var. İnsan bir şeye karar verip gerçekten isterse onu yapabiliyor, bunu gördüm ve yaşadım. Kolay diyemem. Dışarıdan çok güzel dursa da aynı stresler devam ediyor bu işte de. Sanatı hobi olarak yapmak ile ticari bir faaliyet içerisinde yapmak çok başka. Sadece seni mutlu eden bir şey için bunca emek ve stres daha çekilebilir geliyor.

İlk başlarda kimse beni desteklemedi ama iyi ki yapmışım. Çok mutluyum, her şey mükemmel değil ama buraya gelirken ayaklarım geri gitmiyor. Her gün başka heyecanlarım hayallerim var. Bir şey üretmek ve yaratmak harika bir his, hele ki insanların bunu beğenmesi paha biçilemez.

Ben her zaman kariyerim ilerlerken diğer yandan başka işlerle de uğraştım. Çok çalıştım ve çabaladım ama sonunda buna değdi. Lütfen hayatı olduğundan daha zor görmemeye çalışın, her zaman daha iyi alternatifler var hayatta. Biraz risk alabilmek gerekli.

Ekin, kişiye özel tasarım projeleri de yapıyor. Bakınız Acun Ilıcalı’nın sürat teknesi 🙂

7. Kendi sanat atölyesini/stüdyosunu kurmak isteyen bir gence ne tavsiye verirsin?

Ekin: Eğer sizi besleyen bir maddi kaynak yok ise böyle bir stüdyo açmak için tabi ki sermaye gerekli. Ben senelerce çalışıp birikim yapıp burayı açabildim.  Dolayısıyla, ileriye yatırım yapmak gerekli eğer böyle bir hayaliniz varsa. Ama bu sizi korkutmasın. Küçük başlayıp zamanla büyütmek en ideali. Ben de bir odada başladım.

Ekin, atölyesi No227’de marka etkinliklerine ev sahipliğinde 🙂

8. Sanatçı olarak yenilikçi ve yaratıcı olabilmek/kalabilmek için sen nelerden/nerelerden besleniyorsun?

Ekin: Yaşadığımız dünyada sanatın geldiği nokta, hem sanatçılar hem de bunu işi gibi görmek isteyen gençler için çok korkutucu bence. Çok uzak ve absürd. Ama böyle olmak zorunda değil. Kendimizi bu sanal dünyaya kaptırmamak lazım. Eğer büyük sanatçıların hayatlarını, eserlerini, nereden nereye nasıl geldiklerini biraz okuyup araştırırsanız göreceksiniz ki, hep zorluklar, hep emin olamamak ve başarısızlıklar sonucu oldukları yere gelmişler. İnanmışlar. Dolayısıyla, farklı olmak veya diğer insanlarla aynı fikirde olmamak size bu sektörde yer yok demek değil. Aslında önünüz daha da açık demek.

Ben de, bana söylenen veya gördüğüm her şeyi bir kenara koyarak, kendi inandığım bildiğim yoldan gidiyorum. Başkaları gibi olmaya çalışmıyorum hatta bunun için çok çaba sarf ediyorum. Başka bir yolum var, buna da inanıyorum. Zorluklar beni çok besliyor, stres ve eski hayatıma dönme korkusu beni daha da motive ediyor.

Ekin’in sanatına herkes hayran 🙂
O aynı zamanda bir hayvansever, sanatıyla barınaklara destek oluyor.
Hayallerinden biri de kendi barınağını kurmak.

9. Bundan sonrası için senin hayalin nedir?

Ekin: Kendim ve resim alanındaki kariyerim için önümde bir solo sergi var beni heyecanlandıran. Klişe sergilerden ziyade her koleksiyonumu başka deneyimlerle birleştirip yaratıcı işler sunmak istiyorum insanlara.

NO227 için ise hayallerim çok büyük. Bunların içinde yurtdışına açılmak var. NO227 online‘da satışını yaptığımız tüm ürünleri sergilediğimiz büyük bir NO227 concept store en başta geliyor. Ana hedefim olan hayvan barınaklarına bağış olayını büyütmek ve devamlılığını sağlamak beni çok motive ediyor. Genç girişimci ve sanatçıları beslemek, birlikte deneyim odaklı işler yapabilmek zaten en büyük ilham kaynağım. Zamanla insanın hedefleri ve istekleri de değişip şekillenebiliyor ama her şeyden önce burayı ömrümün sonuna kadar tutabilmek ve her sabah bu stüdyoya gelebilmemi sağlayacak düzeni sürdürmek bile benim için yeterli.

Ekin, düşlerini tek tek gerçekleştireceğinden eminim! Vakit ayırdığın, beni atölyende ağırladığın ve videomuzla bana bir ilk yaşattığın için çok teşekkür ederim 🙂

Bonus: Melikşah, Acunmedya Akademi Talks’ta kendi kariyer yolculuğunu anlatıyor 😎

Bu röportajı sevdiyseniz, aşağıdakiler de ilginizi çekebilir 😊

Leave a Reply