Bu hafta hayallerinin peşinden giden bir arkadaşımla daha röportaj yaptım 🙂 Bu röportajları yapmak beni o kadar mutlu ediyor ki… Çevremdeki çok yönlü, cesur ve başarılı arkadaşlarımla gurur duyuyorum. Onlardan biri de sevgili okul arkadaşım Sıla. Hem gurme hem de gezgin. Sosyal medyada karşımıza çıkan sonradan gurmelerden değil! O doğuştan bir gurme, çünkü genlerinde var 🙂
1) Sıla, kısaca okuyucularım için eğitim ve iş yaşamı geçmişinden bahseder misin?
Sıla Uçan: Saint Benoit mezunuyum. Lise yıllarımda tek hayalim gazeteci olmaktı ama gazetecilik okuyarak gazeteci olunamayacağını biliyordum. O yüzden birçok kişi ile görüştüm ve tarih okumaya karar verdim. Koç Üniversitesi Tarih Bölümü’nü %50 başarı burslu olarak kazandım. Ne mutlu bana ki son senemde ALIS dersimiz sayesinde seninle tanışma ve birlikte projeler gerçekleştirme fırsatımız oldu. Her ne kadar dersi pek sevmemiş olsam da seninle tanışmamıza vesile olduğu için hep iyi hatırlıyorum 🙂
Okurken yaz dönemlerinde NTV Tarih ve Lezzet dergilerinde staj yaptım. Mezun olduktan sonra da Lezzet Dergisi’nde işe başladım. 3.5 sene tam zamanlı, 1 sene de freelance olarak çalışmaya devam ettim. Ardından hayallerimin peşinden koşmak adına istifa ettim ve Uçan Mutfak projelerine ağırlık verdim. Blog haricinde çeşitli dergilere yazılar yazıyorum.
2) Uçan Mutfak’ı kurmaya nasıl karar verdin?
Sıla: Kendimi bildim bileli hep mutfakla iç içeydim yeni yemekler denemek, farklı mutfakları keşfetmek en büyük zevkimdi. Seyahat sevdamın temellerini de annem attı diyebilirim. Annem öğretmen olduğu için tatillerimiz hep aynıydı ve annem bize her tatil için şahane programlar hazırlardı. Şimdilerde ise bayrağı ben devraldım. Yani kısaca seyahat ve yemek ikilisi her zaman vazgeçilmezlerim oldu. Hayata, bu ikilinin serüveninde devam etmeye ise üniversite yıllarında karar verdim. Baktım kalbimin sesi tarihten değil yemekten yana, neden tutkularım mesleğim olmasın dedim ve Uçan Mutfak’ı kurdum. Biraz edebi olacak ama tutkularım mesleğim olurken hayallerim de ışığım oldu. Üniversite yıllarımda yemek tarihi üzerine yazdığım makalelerde, yemeğin insanları ve kültürleri birleştirici etkisi olduğunu gördüm ve seyahat yazılarıma yemek odaklı devam etmeye karar verdim.
3) Seni en çok kimler takip ediyor? Ünlü takipçilerin var mı? Nasıl dönüşler alıyorsun?
Sıla: Blogu ilk kurduğum yıllarda genellikle ev kadınları takip ediyordu. Ama şimdilerde daha pratik tarifler ve daha çok seyahat yazısı paylaştığımdan olsa gerek daha genç ve çalışan bir kitleye hitap ediyorum. Özellikle sağlıklı tarifler paylaştıktan ya da televizyon programlarına katıldıktan sonra çok güzel yorumlar alıyorum. Şimdiye kadar ‘Nursel’in Mutfağı’, ‘Derya Baykal’la Gülümse’, ‘Açelya ile Gülümse Hayata’ programlarına konuk oldum. Buralardan güzel takipçiler kazandığımı söylemeden geçmek olmaz tabi ki 🙂 Tek ünlü takipçim teyzem Sahrap Soysal 🙂
4) Senden en çok nasıl tarifler isteniyor? Uçan Mutfak en çok nesiyle meşhur?
Sıla: Blogu ilk açtığımda çoğunlukla orta yaş grubu takipçim daha fazlaydı. Ben de kitleye göre tarif vermeye çalışıyordum, o yüzden hamur işi ağırlıklı paylaşımlarım vardı. Ama daha sonra kendime “Ben böyle beslenmiyorum ki… Takipçilerime göre kendimi şekillendirmek yerine gerçek beni yansıtmalıyım” dedim ve ağırlık vermeye başladım. Sanırım şu an unsuz ve şekersiz tatlı tariflerim revaçta. Hatta bir ara en meşhur, rafine şekersiz ve unsuz iki tatlımı yapıp anlaştığım yerlerde satıyordum ancak günümüz şartları nedeniyle işler pek hayal ettiğim gibi gitmedi ve bırakmak durumunda kaldım.
5) Sağlıklı yaşam için çiğ beslenmek/veganlık, detox ve meditasyon yapmak, “mindful” olmak trend oldu. Sen bu trend hakkında ne düşünüyorsun?
Sıla: Beslenme ile ilgili her gün yeni bir trend çıkıyor ve insanlar iyice araştırıp öğrenmeden kendini bir akıma kaptırıyor. Belki yanlış düşünüyor olabilirim ama ben sağlıklı beslenmenin sırrının kişinin kendini dinlemesinde saklı olduğunu düşünüyorum. İnsan abartmadığı sürece canının istediğini yiyebilmeli. Önemli olan diğer öğünlerle dengelemeyi başarabilmek.
Veganlık ve çiğ beslenmek benim hayatım boyunca uygulayabileceğim bir sistem değil. Mesela bir gezgin olarak Urfa’ya, Antep’e gidiyorum oralarda et yemeden durulur mu hiç 🙂
Ben sağlıklı beslenmek adına yaz boyunca üç ay rafine şekeri hayatımdan çıkarttım ve kendimi çok daha zinde hissetmeye başladım. Şekeri hayatınızdan çıkarmak, tatlı yememek anlamına gelmiyor. Doğal şeker içeren besinlerle şahane tatlılar yapabiliyorsunuz. Beyaz un tüketmenin çok sağlıklı olmadığını düşünüyorum ama bir boğa burcu olarak karbonhidrat aşığıyım o yüzden alternatif unlarla tarifler hazırlayarak kendinizi mutlu edebilirsiniz. Üstelik sağlıklı menüleri olan mekanların sayısı giderek artıyor ve bence birçoğu da oldukça başarılı.
6) Aynı zamanda Hürriyet Seyahat’e de gezi yazıları yazıyorsun. Biraz da ondan bahsedildim istiyorum.
Sıla: İlk yazım 2016 de yayımlandı ama sonra devamı pek gelmedi. 2017 yılında ise Hürriyet Seyahat Gezginler diye bir ekip kuruldu. Ben de o ekibin bir parçası oldum. Şimdiye kadar daha çok yurt dışı yazdım ama bu yıl dövizin malum durumundan dolayı ülkemizi daha çok gezmeye karar verdim. Geçen hafta Urfa, Bingöl ve Elazığ’a gittim ve çok çok farklı deneyimlerle döndüm. İyi ki de böyle bir karar almışım.
Seyahat planlarımı yaparken ise görmek istediğim şehirler ve ülkeleri yazdığım bir ‘Bucket List’im var. Ekonomik durumuma ve şehirlerin sezonuna göre içlerinden birini seçip gidiyorum.
Tatile arkadaşlarımla gitsem bile en az bir günümü tek başıma geçiriyorum çünkü restoranları gezip şefleri ile sohbet ediyorum yemekle ilgili olan dükkanları geziyorum ki en bilgilendirici yazıyı yazabileyim 🙂
7) Hayalinin peşinden koşmuş birisin. Hayallerinin peşinden gitmek isteyen gençlere ne tavsiye edersin? Hayatın geçimini sağlamak da kaygılardan biri, blogger olmak isteyen gençlere “Türkiye’de bloggerlıktan para kazanılır.” diyebilir miyiz?
Sıla: Hayallerimin peşinden koşmak uğruna 4 yıllık kurumsal hayat deneyimimi geride bıraktım. Bir yere bağlı olunca özgürce gezemiyorum gibi bir hissiyatım vardı. Ama ailemle yaşamasam böyle bir karar alamayabilirdim. Çünkü şu an birikimlerimi sadece kendime harcama lüksüm var. Geçim sağlama kısmında işler pek benim hayal ettiğim gibi gitmedi, kendi adıma bloggerlıktan para kazanıyorum diyemem. Ancak kendime üç sene zaman verdim. Bu süre içinde daha iyi yerlere gelebilmek için elimden gelen her şeyi yapacağım ve sonunda başaracağıma da inanmak istiyorum. Ama bu durum benim için geçerli tabi ki çünkü bloggerlıktan para kazanan bir kesim de var. Benim biraz daha pişmem gerek sanırım 🙂
8) Bundan sonrası için senin hayalin nedir? Youtube bence çok yakışır ama sen ne dersin, var mı öyle planlar? 🙂
Sıla: Çok teşekkür ederim. Aslında bir dönem kardeşimle öyle bir teşebbüsümüz oldu birlikte bir video çekip yükledik ama o zamanlar niyeyse bir gizemli takılıyordum yüzümü göstermiyordum sadece ellerimin gözüktüğü bir video var kanalımızda 🙂 Sonra devamı gelmedi, yazmaya olan aşkım daha ağır bastı ama gelecekte belki yeniden deneyebilirim kim bilir…
Benim öncelikli hayalim yemek ve seyahat yazarı olarak bir isim yapmak ve daha da iyi yerlere gelmek. Sonrasında da hikayeli tarifli bir kitap gelebilir 🙂
Bitirirken senden bir tarif istesem? Ekim ayındayız, cadılar bayramı geliyor, senin de logonda uçan süpürgede sen varsın 🙂 Bal kabaklı bir tarif mesela?
Sıla: Şahane fikir. O zaman Uçan Mutfak’a yakışır, rafine şekersiz bir bal kabağı tarifi verelim. Özellikle dondurma severlerin bayılacağı oldukça da pratik bir tarif.
BAL KABAĞI TOPLARI
MALZEMELER
- 2 su bardağı yulaf ezmesi
- 1 su bardağı bal kabağı püresi
- 1/4 su bardağı chia tohumu
- 1/4 su bardağı bal
- 1 tatlı kaşığı vanilya esansı
- 1 çay kaşığı tarçın
- Yarım su bardağı damla çikolata
HAZIRLANIŞI
1 Yulaf ezmesi, bal kabağı püresi, chia tohumu, bal, vanilya esansı ve tarçını geniş bir karıştırma kabına alın. Pürüzsüz bir kıvam elde edinceye kadar bir spatula yardımıyla karıştırın. Tüm malzeme iyice özdeşleşince damla çikolatayı ekleyin ve çikolataları ezmeden hafif karıştırın.
2 Bir dondurma kaşığı yardımıyla parçalar çıkartın ve yağlı kağıt üzerine alın. bal kabağı toplarını tamamen donuncaya kadar dondurucuda bekletin. Soğuk servis yapın. Afiyet olsun 🙂
Sıla, hem bu leziz tarifin hem de vaktin için çok teşekkür ederim! Hayallerini bir bir gerçekleştireceğini biliyorum. Eminim kitabını çıkaracaksın ve biz yine böyle bir röportaj yapacağız!