Biraz da güzel şeylerden bahsedelim 🙂

Art Center College of Design Gallery – 2011, 2012 Ödülü
Demirkan Ataşey RC’76 Art Competition
– 2009 İkincilik Ödülü
Autozeitung Design Trophy –   
2007 VW Golf Kategorisinde İkincilik Ödülü 
Austrian Embassy Drawing Competition
–  2005 Birincilik Ödülü

Yukarıdaki ödüllerin sahibi, yeteneği ve başarılarıyla gurur duyduğum arkadaşım Ege Argüden’le yaptığımız röportajda tasarımcı olmak isteyen gençler için ilham veren notlar var.

Ege, kısaca eğitim ve iş yaşamı geçmişinden bahseder misin?

Ege Argüden: İlk stajım 12 yaşındayken başladı. Hafta sonları Tuzla’da Yonca-Onuk tersanesinde Ekber Onuk, Eralp Noyan’ın yanında araba tasarımı öğrenmeye başladım. Birkaç sene sonra Ford Otosan’da kısa bir stajım oldu. 16 yaşında, o zamanın VW Group tasarım direktörü, Murat Günak’la tanıştım ve portfolyomdan etkilenip beni Almanya’da Volkswagen’de staja davet etti. O yaşta Volkswagen’in tasarım stüdyosunda staj yapmak benim için bir hayalin gerçekleşmesiydi. Endüstrideki en iyi tasarımcılarla beraber bir Bugatti projesi üzerinde çalıştım ve çok değerli bir tecrübe kazandım. Benden memnun kaldılar ve sonraki yaz tekrar VW’de staja davet ettiler. Sonraki sene, BMW’nin tasarım direktörü Chris Bangle’a bir mail attım ve beklemediğim bir şekilde beni Münih’te BMW’ye staja davet etti. Bu yaz stajı da benim için bir hayalden az değildi. Bu stajlardan sonra araba tasarımcısı olma kararlılığım tamamen somutlaştı. Robert Koleji’nde liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi California’daki Art Center College of Design’da Transportation Design bölümünde okudum. Eğitimim bitince Detroit’te Ford’da ise başladım ve 4 senedir burada çeşitli arabaların dış tasarımını yapıyorum.

Ege’nin üniversiteden mezuniyet projesi olan bu Porsche tasarımı, Porsche’nin tarihini anlatan kitapta yer aldı.
Kitabın yazarı Karl Ludwigsen’e göre, Ege “Porsche’nin gelecek vizyonunun tasarımcısı”.

Tasarımcı olmaya nasıl karar verdin?

Ege: Kendimi bildim bileli arabaları, doğayı ve çizmeyi çok severdim. 6 yaşımdayken babama arabaların nasıl yapıldığını sorduğumu hatırlıyorum. Bana önce tasarımcıların hayal edip çizdiklerini söylediğinde, hayalimin bu olduğuna karar vermiştim. Ondan sonra internetten ve babamın bana aldığı kitaplarla bu konuyu öğrenmeye, kendimi bol bol çizerek geliştirmeye çalıştım. Erken yasta yaptığım stajlar ve Almanya’da hayalini kurduğum yerlerde çalışma imkanı hayalimi daha da somutlaştırdı. Doğayı da her zaman projelerimde ilham kaynağı olarak kullandım, böylece bütün tutkularımı kapsayan bir meslek oldu benim için.

Üniversite yılların boyunca Kaliforniya’daydın, şimdi Detroit’te yaşıyorsun. Türk bir tasarımcı olarak Amerika’da çalışmak nasıl hissettiriyor? Zor mu, ön yargılar var mı?

Ege: Amerika’da diğer yabancılara göre Türkler çok az ve Türkiye buraya çok uzak. Bu sebeple Amerikalıların çoğunun Türkler hakkında ne bir fikri var ne de ön yargısı. Aynı durumun, mesela Almanya’da, çok daha farklı olduğunu düşünüyorum.

Bunun dışında burada hayat göreceli olarak kolay. Çalışma şartları iyi ve hayat standardı yüksek. Amerika’da çalışmanın en büyük avantajı bence gerçekten iyi iş yapıyorsan, backgrounduna bakmadan hakkını veriyorlar ve iş yapabilmek için çok fazla fırsat var. Tabii ki, insanın evi gibi hiçbir yer olmuyor. Benim için burada olmanın en büyük dezavantajı Türkiye’ye olan mesafesi ve saat farkı.

Hayatın geçimini sağlamak da kaygılardan biri, tasarımcılığı meslek olarak yapmak isteyen gençlere “Türkiye’de tasarımcılıktan para kazanılır.” diyebilir miyiz?

Ege: Tasarımcı olarak Türkiye’de birçok çalışma fırsatı var. Ama spesifik olarak araba tasarımcısı olmak için fırsatların çoğu yurtdışında. Türkiye’de de bunu yapmak tabii ki mümkün ama çok daha kısıtlı.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, araba tasarımcılığı zengin olmak için seçilecek bir meslek değil. Çok fazla rekabet var ve çok çalışmanız gerekiyor ancak maaşlarda özel bir şey yok. Birçok meslekte bu kadar çalışarak çok daha fazla ve daha kolay para kazanabilirsiniz. Bu işi yapmak istiyorsanız gerçekten çok sevmeniz gerekiyor; eğer gereken tutku yoksa rekabetin gerisinde kalırsınız ve çok çalışmak için gereken enerjiyi bulamazsınız. Benim için en önemli şey, hayalimi yapabilmek olduğu için bu mesleği seçtim.

Tasarımcı olmak isteyen gençler için tavsiyelerin var mı?

Ege: Öncelikle tasarımlarını her zaman tutkuyla yapmaları en önemli tavsiyem olur. Başkalarının ne istediğini tahmin etmeye çalışmaktan ziyade, ilk başta kendinizi mutlu etmeye çalışın ve gerçekten inandığınız şeyler üzerinde çalışın. Gereken istek ve tutku olunca yaptığınız işin kalitesi ayrı bir seviyeye yükseliyor.

Bol bol çizin ve yeni fikirleri denemekten hiç kaçınmayın. Başkalarının yeni fikirlerinden de öğrenmeye çalışın. Picasso demiş ki “Good artists borrow, great artists steal”. Aslında hepimiz fikirleri dış dünyadan alıp kendi yorumumuzu katıp tekrar sunuyoruz, hiçbir şeyi sıfırdan yaratmıyoruz. O yüzden başka tasarımcıların, sanatçıların ya da size ilham veren herhangi kimsenin işlerine bakıp onlardan öğrenmekten çekinmeyin. Benim en çok çaldığım yer herhalde doğadır, doğadaki çeşitlilik ve orijinal fikirler sonsuz. Sadece kendi yorumunuzu katmayı unutmayın, sonuç mutlaka yaratıcı olacaktır.

Türkiye’den illa ki iş teklifleri alıyorsundur. Nasıl bir proje için Türkiye’ye dönmeyi düşünürsün?

Ege: En büyük hayallerimden biri Türk arabasını tasarlamak. Zamanında Güney Kore’den önce biz ülke olarak bu işi denemişiz ama devamı maalesef gelmemiş. Güney Kore bizden sonra başlayıp Hyundai, Kia gibi markalarla şu an dünyada en büyük olmaya doğru gidiyor. Şu an araba endüstrisinde hiç görülmemiş bir değişim oluyor, elektrikli arabalar ve otonom teknoloji. Bu bence Türkiye’nin kendi arabasını yapması için çok önemli bir fırsat. Ancak yine de, sıfırdan bir araba markası üretmeyi başarmak çok çok zor bir iş. Bunu uzun suredir başarabilen tek bir şirket var; Tesla. Onun dışındaki neredeyse bütün araba şirketleri zaten çok eski, köklü şirketler. Türkiye’de gerçekten böyle bir araba yapıldığına inandığım zaman gelip bu arabayı tasarlamak hayalim olur. Ya da ileride kendi işimi yapmak için dönmek isterim, bu sadece araba tasarımı değil, başka alanda tasarımları da kapsayabilir.

Bundan sonrası için senin hayalin nedir?

Ege: Her zamanki hayalim, olabileceğim en iyi tasarımcı olmak. En büyük tutkum arabalar ama başka alanlar da ilgimi çekiyor, mesela tekneler. İleride ilgimi çeken her şeyi tasarlayabileceğim bir düzen kurmak herhalde hayalim olur. Bunu Türkiye’de yapabilmek özellikle isterim ama açık fikirli olmaya çalışıyorum ve karşıma çıkan fırsatlara göre biraz hayallerim şekillenecek mutlaka.

2019’da çok tartışılan iki tasarım için görüşlerini merak ediyorum. “Türkiye’nin Otomobili” ve “Tesla Cybertruck” hakkında ne düşünüyorsun?

Ege: Türkiye’nin otomobilini görünüş olarak bayağı beğendim, özellikle sedanı. Daha orijinal bir tasarım olabilirdi ama benim için en büyük öncelik güzel olması ve bu konuda başarılı buldum. Bu tasarımın Pininfarina’da yapılmış olması büyük bir sorun değil bence. Sonuçta işin çok başında ve ilk başta yardım almak kötü bir fikir değil. Ancak bildiğim kadarıyla bu arabanın mühendisliğini ve üretimini yapabilecek altyapı Türkiye’de neredeyse hiç kurulmamış ve gösterilen prototiplerin mühendisliği henüz Türkiye’de geliştirilmemiş. Yerli ve milli olması için tabii ki de ufacık parçaya kadar her şeyin Türkiye’de tasarlanıp üretilmesi gerekmiyor; dünyanın en büyük araba markaları bir sürü parçayı paylaşıyor çünkü her şeyi kendiniz sıfırdan geliştirirseniz arabayı çok uçuk fiyatlara satmanız gerekir. Ancak altyapının (mühendislik ve üretim) çoğunun Türkiye’de olması gerekiyor. Henüz bu altyapının Türkiye’de kurulmamış olması, bu arabanın gerçekten yapılacağı konusunda beni şüphelendiriyor. Umarım henüz atılmamış olan gerekli adımlar atılır ve gerçekten bu iş yapılır. Tabii bu işi doğru bir şekilde yapıp, yaptıktan sonra satabilmek işin en zor kısmı olacaktır. Gereken fiyatta ve gereken sayıda bu araba satılamazsa böyle bir projenin ayakta kalma şansı olmaz. Hepimizin gurur duyacağı başarılı bir Türk arabası benim de en büyük hayalim olur.

Tesla Cyrbertruck’ı ilk gördüğümde şaka zannettim. Gerçek olduğunu anladıktan sonra “ne yaptınız ya?” dedim ama özelliklerini öğrenip arabayı biraz tanıdıktan sonra fikirlerim değişti ve çok saygı duydum. Her şeyi sıfırdan çok yaratıcı bir şekilde tasarlamışlar. Arabanın dış görünüşü saçma görünebilir (göreceli) ama normal arabalara göre çok daha
ucuz ve dayanıklı bir şekilde tasarlanmış, görünüş de bunun bir sonucu olarak doğmuş. Tesla (ve Elon Musk) gerçekten temiz bir kağıt üzerine çok akıllıca inovatif bir araç tasarlamış. Bütün araba markaları azıcık geliştirerek neredeyse aynı ürünü üretip dururken, bu kadar yeni bir bakış açısı görmek beni çok mutlu etti ve ilham verdi. Ben yine de dış tasarımının aynı fikirlerle ve ufak birkaç şeyi değiştirerek çok daha güzel olacağını düşünüyorum ama Tesla’da değil Ford’da çalışıyorum 🙂 

Vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim Ege. En iyi yerlerde olmaya devam et hep, biz yine böyle sohbetler yapalım 🙂

Ege’nin tasarımlarına ve hakkında çıkan haberlere aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz;

https://www.behance.net/egh

https://www.instagram.com/argege/

https://www.sozcu.com.tr/2020/otomotiv/turk-tasarimci-ege-porschenin-gelecek-yuzu-5631100/

https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/efsane-porsche-ye-turk-yorumu-2021021

https://demokratgazetesi.com.tr/otomobil-ucar-gider/

1 thought on “Amerika’da Bir Türk Tasarımcı: Ege Argüden

  1. Belki 8 yaşında falandı, tatlı bir erkek çocuk ofiste fotokopi çekiyor sandım elinde bir uzay aracı resmi… meğer kendi çizmiş, inanamamıştım.. belliydi bugünlere geleceği… gerçek bir yetenek👍🏼 tebrikler Ege👏🏼

Leave a Reply