Mezuniyetimden sonra ben de yaşıtlarım gibi türlü türlü işe alım süreçlerine katılmıştım. Hepimizin artık ezberlediği silsileler; Kendimizi anlatan yazılar, İngilizce seviye tespit sınavları, kişilik envanterleri, zihinsel beceri testleri, Türkçe – Matematik testleri, grup mülakatları, farklı kademelerden yöneticiler ile bire bir mülakatlar, vaka çalışmaları, sunum hazırlamalar vs.
Ben üniversiteden mezun olalı üç sene oldu. Şimdi üniversitede okuyan arkadaşlarla konuştuğumda yine bir şeyin değişmediğini anlıyorum. Öte yandan dünyada farklı bakış açısıyla durumu ele alan kurumlar var;
Bu habere göre, Japonya’da bir hastane cerrah işe alım sürecini oldukça farklı bir şekilde ele alıp, öğrencileri ilginç bir teste tabi tutmuş. Cerrahi aletlerin alışıldık amaçlar dışında kullanıldığı bu testte zamana karşı yarışan tıp öğrencileri, penset ile milimetrik origamiler yapıyor, parçalanmış bir böceğin uzuvlarını yeniden monte ediyor, neşter kullanarak mikro sushiler hazırlıyor. Sonunda en başarılı sonuçlara ulaşan öğrenciler işe alınıyor. Kurashiki Central Hospital İnsan Kaynakları Direktörü Toshio Fukuoka’ya göre klasik yazılı sınav ve mülakatlarla anlaşılamayacak olan zor şartlar altında bile sakin kalıp doğru kararlar verebilme özelliği bu test ile oldukça açık şekilde ortaya çıkıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=1TtU4UNM2po
Cerrahlık teknik bir konu, peki beyaz yakalar için kurumsal şirketler durumu nasıl ele alabilir diye merak edebilirsiniz. Onu da yapanlar var 🙂
Aklıma gelen ilk örnek Heineken, hala izlemediyseniz;
Oyunlaştırma ve Sanal Gerçekçilik teknolojisi de gündemden düşmezken, haklı olarak gençler de öncelikle kurumların örnek teşkil edip yenilikçi olmalarını bekliyor.
Oyunlaştırılmış işe alma gorsellerini çok sevdim. Bizde aynı yontemler uygulanıyor mu bilmiyorum ama uygulansa çok iyi olur. Ne kadar akıllıca hazırlanmış. Doktorlar için olan yontem de çok akıllıca kurgulanmış. Yazı da aynı derece incelikli , ellerine sağlık…