Yedinci yıl şerefine, bu hayattaki ilk arkadaşım, Yaprak Baran ile röportaj yaptım. O ortaokulu, liseyi, lisansı ve yüksek lisansı Amerika’da okumuş, İngilizce-Fransızca-Rusça bilen, Dubai’de, New York’ta ve Londra’da farklı görevlerde çalışmış genç bir direktör. Yaşıtlarını imrendiren bir kariyeri var, onunla gurur duyuyorum 🙂
Üniversite tercih dönemini geride bıraktığımız bu günlerde, “acaba doğru bölümü tercih ettim mi?” diye soran çiçeği burnunda üniversiteliler, mezun olduğu bölümden farklı bir branşta çalışmak, Amerika’da MBA yapmak, yurt dışında çalışmak isteyenler, expat olma hayali kuranlar… Bu röportajda hepiniz için faydalı bilgiler var.
Dilerim Yaprak’ın hikayesi, “iş başa düştü” diyen herkese ilham verir ve yol gösterir.
1) Yaprak, kısaca eğitim ve iş yaşamı geçmişinden bahseder misin?
Yaprak: 13 yaşımdayken annemin pozisyonu gereği ailecek Indianapolis’e taşındığımız için, 8. sınıf ve liseyi Amerika’da bitirdim. Brown Üniversitesi’nde Ekonomi ve Rus Dili ve Edebiyatı bölümlerinde çift anadal yaptım. Üniversitedeyken Moskova’da bankacılık ve İstanbul’da otelcilik ve ilaç sektörlerinde staj yaptım.
2010’da mezun olduktan sonra, İstanbul’a dönmeye karar verdim ve bir film prodüksiyon ve dağıtım şirketi olan R Film’de iş hayatıma başladım. Çok zevkli bir başlangıç oldu – üç yıl boyunca inanılmaz senaryolar okuma, Cannes, Berlin, Toronto, Los Angeles film festivallerine gitme ve dünyaca ünlü yönetmenlerle ve oyuncularla tanışma şansına sahip oldum. Fakat staj deneyimim sayesinde çok sevdiğim ilaç sektörüne Amgen’da işe başlayarak dönme kararı aldım. Amgen’in İstanbul ve Dubai ofislerinde farklı stratejik planlama ve analiz rollerinde çalıştıktan sonra, Columbia Business School’da MBA yapmak üzere New York’a taşındım. Mezun olduktan sonra, yaklaşık üç yıl Kearney’nin New York ve Londra ofislerinde danışmanlık yaptım. Kozmetik ve bankacılık sektörlerinde farklı firmalara stratejik projeler yapma fırsatım oldum. Yaklaşık bir ay önce, uzun dönemli müşterim olan The Estée Lauder Companies şirketinin Global Transformation Office’inde direktör olarak işe başladım.
2) Üç kıtada yaşamak ve çalışmak… İnsanlar aynı şehirde evlerini taşımaya, düzenlerini bozmaya cesaret edemeyebiliyor. Sen bu değişikliklere nasıl hazırlandın, kendini nasıl motive ettin?
Yaprak: Ailem ve dostlarımın desteği olmadan kendimde bu cesareti bulmam mümkün olmazdı diye düşünüyorum. Her karşıma çıkan fırsatı değerlendirmeme ve doğru (olduğunu düşündüğüm!) kararları vermeme çok yardımcı oldular. Yurtdışında okuyarak ve farklı şirketlerde çalışarak edindiğim arkadaşlarım da her taşındığım şehirde kolay ve hızlıca bir sosyal çevre kurmama yardımcı oldular.
3) Sen de kariyerinde değişiklik yapanlardansın. Mezun olduğu bölümden farklı bir alanda çalışmak isteyen ya da görevini/sektörünü değiştirmek isteyenlere ne önerirsin?
Yaprak: İş yaşamı geçmişimi düşünürsek, aslında görevlerimin Ekonomi ya da Rus Dili ve Edebiyatı ile pek de alakası olmadı! Üniversiteden mezun olalı on sene oldu, geriye dönüp bakınca, okuduğum bolümden ziyade, sektör, bölge ve görev deneyimlerimin yeni işime katkısı olduğunu düşünüyorum. Önemli olan farklı deneyimlerle perspektifimizi genişletmek ve gerekli becerileri yeni sektör ve görevlere nasıl uygulayabileceğimizi göstermek.
4) Sence MBA kariyerini nasıl etkiledi? Amerika’da MBA yapmak isteyenlere ne önerirsin?
Yaprak: Eğer benim gibi ABD vatandaşlığınız yoksa, Amerika’da öğrenci vizesiyle MBA yapmanın en büyük avantajlarından biri Amerika’da staj ve bir yıl çalışma imkanı sunması. Columbia Business School’da iki senelik MBA programına katıldığım için, yazın Kearney’de staj yaparak danışmanlığı ve Amerika’da çalışmayı deneme fırsatım oldu. Sektörü, şirketi ve gelecekte birlikte çalışacağım iş arkadaşlarımı çok yakından tanıyıp, Kearney’nin tam zamanlı iş teklifini gönül rahatlığıyla kabul ettim. İş deneyimi yansıra, dünyanın her köşesinden, farklı sektörlerde çalışan arkadaşlara ve çok güçlü bir mezunlar ağına da sahip oldum. Estée Lauder’deki yeni müdürüm hem Columbia Business School mezunu, hem de Kearney’deki eski proje yöneticilerimden biri 🙂
Finansal açıdan çok önemli ve büyük bir yatırım olduğu için, Amerika’da MBA yapmak isteyenlere, başvurmadan önce okullar ve programlar konusunda çok detaylı araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Her okulun uzmanlaştığı konular, sunduğu özel programlar ve lokasyonu ya da mezunları sayesinde ilişkiler kurduğu sektörler ve şirketler var. Önceliklerinize ve amaçlarınıza uygun bir okul seçmeniz çok önemli. Öğrenciler ve mezunlarla konuşmak bana kararımı verirken çok yardımcı oldu. Okulların düzenlediği bilgilendirme oturumlarına katılmanızı tavsiye ederim. Eğer fırsatınız olursa, okulları ziyaret etmek ya da bir derse misafir olarak katılmak da okulun kültürünü daha yakından anlamanıza yardımcı olabilir.
5) Dubai’de, New York’ta ve Londra’da çalışmış biri olarak bu şehirleri hem yaşamak hem de çalışmak için nasıl değerlendiriyorsun? (Sosyal hayat, kültür, çeşitlilik, yaşam konforu, yabancılara saygı, iş ortamı, kazanç…)
Yaprak: Her şehrin sunduğu farklı avantajlar ve zorluklar olduğunu düşünüyorum. Dubai’de gelir vergisi olmaması tabii ki çok büyük bir avantaj ve expatler için yaşam konforu çok yüksek. Çalışanların birkaç senelik göreve geldiği ve daha yüksek pozisyonlara atlamak için basamak olarak gördüğü bir şehir olabiliyor. Kültür açısından New York ve Londra ile yarışabilecek bir seviyede değil ne yazık ki.
Bence New York ve Londra birçok anlamda – sosyal hayat, kültür, yaşam konforu – aslında çok benziyorlar. İş ortamı ve kazanç farkı sektörden sektöre değişebiliyor. Mesela, danışmanlık sektörü Amerika’da çok daha büyük ve rağbette olduğu için maaşlar da orantılı bir şekilde İngiltere’ye göre daha yüksek olabiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’ne kıyasla bir önemli fark da Amerika ve İngiltere’de belli bir süre çalıştıktan sonra vatandaşlık hakkı kazanma şansı olması (süreçler çalışma izninize göre farklı olabilir tabii).
6) Kariyer yolculuğunda bir sürü gencin hayalini kurduğu yerdesin, bundan sonrası için senin yolculuğun nereye?
Yaprak: Pandemi nedeniyle çok zorlu bir dönem olmasına rağmen, Londra’da yaşamaktan çok memnunum ve birkaç yıl daha burada görevime devam etmeyi umuyorum. The Estée Lauder Companies’de uzun dönemli bir kariyer hedefliyorum. 25’ten fazla prestijli markaya ve 150’den fazla ülkede satılan ürünlere sahip bir firma olduğu için, çok farklı kariyer fırsatları beni bekliyor olabilir!
Hangi kıtada olursan ol, çok başarılı olacağını biliyorum. Seninle gurur duyarken, seni hep özlüyorum!
BONUS: “O Şimdi …” yazı serisinin ilk röportajını, Yaprak ile ortak arkadaşımız Kaan ile yapmıştık. Beş yıl sonra da Yaprak ile yaptık. Aradan geçen zamanda, ikisi de kariyerlerinde çok büyük başarılara imza attılar. Eski takipçiler hatırlayabilir, yeniler için o röportajı aşağıda paylaşıyorum 🙂