6 Temmuz’dan bu yana oyun meraklılarını etkisi altına alan ve adına binlerce haber yazılan bu oyun, pazarlama dergilerinin Ağustos sayılarında da sayfa sayfa anlatılınca yazmaya karar verdim.
Hala bilmeyenler varsa… 🙂
Pokemon Go bir mobil artırılmış gerçeklik oyunu. Bu oyunda, oyuncular dışarı çıkarak Pokemon yakalamaya, Pokestop adı verilen duraklarda eşyalar bulmaya ve en iyi Pokemon eğiticisi olmak adına birbirlerini yenmeye çalışıyorlar.
Oyun şu an 20 ülkede resmi olarak indirilmeye sunulmuş olsa da, tüm dünyadan milyonlarca kişi kendi ülkelerinde oyunun lanse edilmesini beklemeden dolaylı yollardan oyunu telefonlarına yüklemiş durumda. Nedir bu dolaylı yollar?
Mobil araştırma şirketi AppAnnie’ye göre;
- Kullanıcılar oyunda bir saatten fazla zaman harcıyor.
- ABD’deki akıllı telefon kullanıcıların yüzde 10’unu Pokemon Go oynuyor.
- Oyunun lanse edildiği ilk 20 ülkeden, oyunun geliştiricisi Niantic ve Nintendo 3 milyon dolar gelir sağladı.
- Oyun, Nintendo’nun hisse değerini %23 artırdı.
Durumu özetleyen infografiği görüntülemek için tıklayın.
Niantic CEO’su John Hanke’ye göre oyunun üç temel hedefi var;
- Egzersiz Oyun baskı kurmadan ödülleri sayesinde yerinizden kalkıp, hareket etmenizi sağlıyor.
- Dünyayı yeni gözlerle görmek Oyun çevrenizdeki ilginç şeyleri keşfetmenizi amaçlıyor.
- Buzları eritmek Oyunun ileri seviyelerinde, oyuncular takım seçerek birlikte hareket ediyorlar. Bu sayede de birlikte zaman geçiriyorlar.
Oyunun bu kadar gündemde olmasının sebebi, akıllı telefonları ele geçirmesinin ötesinde hayatımıza farklı alanlardan da girmiş olması ve her gün yeni bir haberle karşılaşıyor olmamız.
Pazarlama
Oyunun bu kadar tutmasında 90’lar gençliğinde güzel izler bırakan Pokemon çizgi filmi, kart oyunları ve tasoların yarattığı kültürün etkisi var. “Retro Marketing” ve “Nostalji” konseptleri oyunun başarısının sırrı olabilir. Daha geniş bir perspektiften bakınca da 20 yıllık Pokémon hayranları bugün 20’li yaşlarının sonunda, alım gücü olan bir kitle, yine geldik Y jenerasyonuna 🙂 Ayrıca, oyun yaz mevsiminin hemen başında, okulların kapandığı, festivallerin başladığı, insanların kendilerini herhangi bir sebeple dışarıya attıkları bir dönemde tanıtıldı. Kış vakti yapılsaydı etkisi bu kadar olmazdı.
Markalar gerçek zamanlı pazarlama yarışında çıtayı yükselttiler. Burada da insiyatif ve ajans-şirket ilişkilerinin önemi gibi konular ortaya çıkıyor. Markaların sosyal medya paylaşımlarını görüntülemek için tıklayın.
Yeni Ürünler
İşbirlikleri
Oyundaki Pokestop ve gymlere sponsorluk alınabiliyor. Markalar mağazalarındaki ziyaretçi trafiğini artırmak için ücret ödeyerek mağazalarını oyuncular için çekici hale getirebiliyorlar. McDonald’s Japonya’da oyunla işbirliği yapan markalardan. Sadece Pokestoplardan kazanılabilen Pokemon yemlerine ve sanal aletlere ek olarak, sponsorlu uygulama içi satın almaların olacağı konuşuluyor.
İnsan Kaynakları
Oyunla birlikte yeni iş kolları da doğdu;
- Pokemon Go oyuncularına şoförlük hizmeti
- Pokemon Go hesabı ticareti ve saati 20 dolardan Pokemon avcılığı
Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık
- İsveç’te yaşayan Suriyeli mülteci sanatçı Moustafa Janos, Pokemon figürlerini Suriye’den fotoğraflara yerleştirerek savaşı protesto ediyor.
- Londra’da kayıp kişilerin ilanları daha fazla dikkat çeksin diye Pokemon Go temasında tasarlanmış.
Pokemon da aslında Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi kendine has bir kültür. Öyle ki, Pokemon ile ilgili farklı içeriklere her gün rastlıyoruz. Onlardan bazıları;
Spotify
Pokemoncu Spotify kullanıcıları son bir ayda 197 bin Pokemon play list’i oluşturmuş. Bunlardan 53 bininin adı “Pikachu”.
Yemek tarifleri
Turizm
Ben de 90’lar çocuğu olarak oyunu dayanamayıp indirdim 🙂
Kaynaklar:
Campaign TR Dergisi, Ağustos 2016
https://www.theguardian.com/world/2016/jul/21/campaign-pokemon-go-craze-attention-syrian-conflict
http://creativity-online.com/work/missing-people-pokemon-go/48630
http://www.mediacatonline.com/pokemon-godan-cikarilacak-pazarlama-dersleri/