Blogun sekizinci yılı şerefine, sekiz rakamının sembolize ettiklerini yansıtan özel bir röportaj yapmak istedim. Sekiz, kendine güven, başarı, iç bilgelik ve şefkatin sembolü olarak biliniyor. Yana yatan sekiz ise, sonsuzluğu simgeliyor. Sezgilerini dinleyen, olumlu düşünen, hayallerini gerçekleştirmek için çabalayan ve sonsuza kadar hayatımda olmasını dilediğim birini blogda ağırlamayı arzu ettim 🙂
O aslında psikolog, 15 yıl boyunca ilaç sektöründe farklı ekiplerle ve farklı görevlerde çalışmış bir kadın ve o şimdi şef! 🙂 Bu yıl da, üniversite tercih dönemini geride bıraktık, “doğru bölümü tercih ettim mi?” diye soranlar, mezun olduğu bölümden farklı bir branşta çalışmak, sektör değiştirmek, şef olmak isteyenler… Bu röportajda hepiniz için faydalı bilgiler var.
Dilerim Bengü’nün hikayesi, “iş başa düştü” diyen herkese düşlerini gerçekleştirmek için ilham verir ve yol gösterir.
Bengü kısaca eğitim ve iş yaşamı geçmişinden bahseder misin?
Bengü Refeja: Boğaziçi Psikoloji bölümünden 2006 yılında mezun oldum. Aslında bölüme klinik psikolog olmayı düşünerek girmiştim, fakat eğitim sırasında aldığım derslerde organizasyonel psikolojiye daha ilgili olduğumu fark ettim. Bu nedenle eğitimimin son 2 senesinde çeşitli firmaların İK departmanlarında staj yaptım.
Mezun olduktan 2 ay sonra Roche ilaç firmasıyla yollarımız kesişti. Firmanın bölgesel eğitim merkezinin kurulma aşamasında ve departmanın bir asistan arayışında olduğunu öğrendim. Daha önce İnsan Kaynakları departmanı için bir görüşme yapıp olumlu geçtiği için bu aşamada eğitim merkezinin direktörüyle (yani annenle :)) görüşme yaptım ve kabul edildim. Böylece Roche serüvenim başlamış oldu. Eğitim departmanında farklı pozisyonlarda yaklaşık 8 sene 60 ülkeden birçok yöneticiyle çalıştım. Bir de araya 6 aylık bir saha (satış) deneyimi sıkıştırdım. Daha sonra kongre ve etkinlik yönetimine geçtim ve 3 sene o bölümü yönettikten sonra hasta dernekleri iletişimi müdürlüğü yaptım.
Kurumsal hayatı bırakıp, profesyonel aşçı olmaya nasıl karar verdin? Ailen ve arkadaşların kararını nasıl karşıladılar?
Bengü: Yaklaşık 15 sene kurumsal hayatta ve ilaç firmasında çalışmak tabii ki çok güzel ve geliştirici bir deneyim. Birçok başarılı işe, etkinliğe imza atmak, büyük bütçeler yönetmek, hastaların hayatlarında fark yaratmak, çok iyi insanlarla çalışmak ve dostlar edinmek benim için çok değerli. Fakat bir aşamada yaptığım işlerin sonucunu görmenin çok uzun zaman alması bana yeterli gelmemeye başladı ve başka bir sektöre geçmeye karar verdim. Yemek yapmaya olan sevgim ve tutkum mutfağa yönelmemi sağladı ve profesyonel bir başlangıç için eğitim almaya karar verdim. Bu zaten hep aklımda olan bir şeydi fakat çalışırken eğitim almak, seyahat ve yoğun iş tempomdan dolayı mümkün değildi.
Ailem ve arkadaşlarım yemek yapma tutkumu bildikleri için çok şaşırmadılar ve özellikle ailem en büyük destekçim oldu. Birçok arkadaşım böyle büyük bir değişimin cesur bir adım olduğunu ve çok desteklediklerini, kendilerinin de benzer bir değişimi yapmayı istediklerini fakat yapamayacaklarını belirttiler.
Profesyonel aşçılık eğitiminden bahsedebilir misin? Ne kadar sürüyor, hangi konular işleniyor, kimler katılabiliyor? Ödev/sınav oluyor mu?
Bengü: Ben eğitimi Usla Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi‘nde aldım. 2 farklı program bulunuyor, kısa ve uzun dönem. Kısa dönem 16 hafta sürüyor, 2 haftalık teorik eğitimden sonra kesim teknikleri, soslar, tüm pişirme teknikleri ve et, sebze gibi ürünlerin işlenmesi konularını kapsıyor. Bu eğitimi tamamladıktan sonra stajlı alternatif seçilmişse bir restoran ya da otelde 4 aylık staj serüveni başlıyor.
Uzun dönem için ise, kısa dönem bittikten sonra 16 haftalık dünya mutfakları eğitimleri alınıyor, bu eğitim esnasında aynı zamanda akademiye ait restoranın mutfağında üretim yapma fırsatı bulunuyor ve bu sayede öğrenciler sektöre giriş yapmış oluyorlar.
Eğitmenler öğrencilerle birebir iletişimdeler, önce kendileri anlatıp pişiriyor, sonrasında öğrenciler aynı ürünü pişiriyorlar ve şeflerine tattırıyorlar. Dönem boyunca 2-3 sınav oluyor. Aşçılık alanında kariyer yapmak isteyen tüm kişiler katılımcı olabiliyor.
Profesyonelliği mutfak ve özel sektör için nasıl değerlendiriyorsun? (Çalışma koşulları, iş tatmini, kazanç, iş ortamı…)
Bengü: Mutfak tarafında çalışma saatleri ya da izin günleri konusu biraz zorlayıcı olabiliyor 🙂 İş anlamında karşılaştırdığımızda, özel sektörde daha fazla seyahat ve ofiste bilgisayar işleri ve toplantılar daha yoğun oluyor. Mutfakta ise ayakta kalma süresi daha uzun, servis süreci stresli diyebilirim. Özel sektörün izin yaptığı hafta sonları, resmi tatiller ve özel günlerde mutfak ekibi mutlaka çalışıyor. Birlikte çalıştığın ekibe olan güven mutfakta daha da önemli, hep birlikte doğru ve kaliteli ürünü misafirlere hazırlamak için uğraşıyorsun. Kazanç konusunda; özel sektörde olduğu gibi, çalıştığın alanda tecrübe arttıkça ve yükseldikçe kazanç ona göre yükseliyor. Benim şaşırdığım nokta; özel sektörde brüt maaşlar konuşuluyorken, aşçılıkta net maaşlar telaffuz ediliyor. Özel sektörde yan haklar daha çok bulunuyor. Önemli bir nokta ise, benim bahsettiklerim restoran düzeni için geçerli, bu noktalar otellerde farklılık gösterebiliyor.
Kurumsal hayatta hem eğitmenlik yapmış, hem de ekip yönetmiş biri olarak, sence bir şefte hangi yetkinlikler olmalı? Beyaz yakalı jargonla, şef bir lider midir yoksa yönetici midir?
Bengü: Mutfaktaki hiyerarşik ve kuralları belirli düzeni değerlendirdiğimizde, şef daha çok bir yönetici olarak görev alabiliyor. Sistem kurulması, üretimin doğru ve zamanında gerçekleşmesi, hijyen kuralları ve tüm kurallara uyulmasının takibi gibi konuları düşündüğümüzde şefin yöneticilik yönünü kullanması gerekmekte. Ekibindeki kişileri geliştirme, vizyon oluşturma, işe olan tutkusunu yansıtma, yeniliklere açık olma ve dünyadaki gelişmeleri takip etme gibi konular şefin liderlik vasıflarını ortaya koyabileceği alanlar. Aslında durumsal diyebiliriz. Bana göre iyi bir şef, her iki özelliğe de sahip olup içinde bulunulan durumu değerlendirerek gerekli liderlik ya da yöneticilik özelliklerini ortaya koymalı.
Kurumsaldan mutfağa adapte ettiğin liderlik yaklaşımı var mı?
Bengü: Profesyonel aşçılık eğitimi almaya başladığımda geçmiş 15 yıllık tecrübenin eğitime ve sonrasındaki çalışmama ne kadar yansıyabileceğini ilk başta çok fark etmedim. Kısa bir zaman sonra birçok yetkinliğin bu alanla örtüştüğünü gördüm; iletişim, organizasyon, zaman yönetimi, öncelik yönetimi gibi. Liderlik tarafından ise açık iletişim, geribildirim verme ve sürekli güncel konuları takip ederek kendini ve iş arkadaşlarını geliştirme kısımlarını günlük hayatımda uygulamaya çalışıyorum.
Sen de kariyerinde değişiklik yapanlardansın. Mezun olduğu bölümden farklı bir alanda çalışmak isteyen ya da görevini/sektörünü değiştirmek isteyenlere ne önerirsin?
Bengü: Günümüz çalışma hayatında artık bir konudan sorumlu olmak ve uzun yıllar tek bir alan üzerine çalışmak daha az rastladığımız bir durum. Aynı anda birden çok bölüm okumak ya da farklı alanda yüksek lisans yapmak çok daha yaygınlaşmış durumda. Kişilerin kendi tutku ve yeteneklerine göre işlerde çalışmalarının sağlıklı olduğuna inanıyorum. Farklı bir alanda çalışmak ya da bir süredir çalıştığı sektörü değiştirmek isteyenler; öncelikle geçmeyi planladıkları işi ya da alanı çok iyi araştırmalı. Yani geçmeden önce artı ve eksilerini bilerek o alana yönelmeli ve gerekirse eğitimini almalılar. Mümkünse benzer geçişi yapmış kişilerle iletişime geçip yaşadıkları zorlukları öğrenebilirler ve kendileri bunu gerçekleştirirken daha sakin bir geçişi planlayabilirler.
Kurumsaldaki kariyerin boyunca, farklı ekiplerle, farklı farklı görevlerde çalıştın. Bu çeşitlilik ve tecrübeler sana elbette birçok şey kattı. Senin “iyi ki” dediklerin neler?
Bengü: O kadar çok şey var ki 🙂 En başta iyi ki çok düzgün ve sevdiğim insanlarla çalışma fırsatım oldu. Onlardan çok şey öğrendim ve çok şey paylaştık, hayatımın en önemli yerlerinde bulunmaya devam ediyorlar.
İş anlamında çok farklı alanlarda ve ekiplerle çalışmak beni çok büyüttü. Ben normalde sabırsız bir yapıya sahibim, insanları geliştirirken tecrübe etmelerine zaman tanımanın ve hata yapmalarına izin vermenin ne kadar önemli olduğunu görüp daha sabırlı oldum diyebilirim.
Bambaşka bir sektöre bütün bu “iyi ki”lerle geçtim ve öğrenmeye devam etmenin keyfini çıkartıyorum 🙂
Bengü vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim 🙂 Yeni sektöründe, şef olarak da çok başarılı olacağını biliyorum. Hikayen kariyer değişikliği yapmak isteyen her nesilden okura ilham verip yol gösterecek eminim!
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
O Şimdi Miksolog: Yiğitcan & Onurcan Gençer
O Şimdi Kürsüde: Özge Uzun
O Şimdi Emekli: Belgin Boydak